12 Nisan 2014 Cumartesi

bir boşluk düşündün

bir boşluk düşündün
Bilmediğin vaat edilmiş bulanıklık
Harab edilmiş düşlerden kalan...
Bir boşluk düşündünrüzgar kuşu öldü
Buz gibi sözcükler söylendi dalgalara kulağında çığlıklar
Ağlamadan az önceki duygusunda, bir çocuk yüzü
Unutma annen sen uyuyana kadar yanında kalacak…
Karalar odasında kapı yok duvar çatlak
Unutuş zamanını bekleyen sarı bir boşluk
‘’Eski’’ ümitsiz bir arzunun peşinden
Kum akıyor zamanından önceye
Sanki bağışlanmamış bir çocuk
Bekleyen bir ‘’Kaza’’ kırmızısı
(O artık hiçbir kırmızı ile aynı değil)
Kapının eşiğinde rahatsız edici ‘i’ ler
Zaman dinlensin uyusun
Bir ışık sarı, -bir ayna
Eskiyi gösteren sararmış bir yaprak
Bilmediğin bir yüz göğsünde kedi taşıyan bir kadın
Unutma annen sen uyuyana kadar yanında kalacak…
Rengin Özesmi

sabaha hazırlık

sabaha hazırlık

Alaca karanlık
Rüya, beyaz sayfada mavi mürekkep lekesi
Zamanda savrulan mekansız saf duygu
Zeytin ormanı, kaz sürüsü
Masal sesleri,
Alaca karanlık, bir horoz
Bir çite tırmanıyor
Çığırıyor uyanın!
Uyanın!
Her şeyi mavi ışıltılara boğan Akdeniz güneşi
Ateş kırmızısı, güneşi örten bulut
Süzüyor kırmızıyı yaklaştırıyor
Uzaklaştırıyor acıyı...
Bütün duygular birbirine çarpıyor
Tortusu yapışıyor kağıda acının
Ressam fırçayı titreterek boyuyor horozu
Bir göz seyiriyor, dudaklar bükülüyor
Ruhun tutkuları fırçaya ulaşıyor
Fırça pür telaş...
Rengin Özesmi

düş yorumu

düş yorumu
hiç bilmiyorum dedi sardunya
keskin kokuyu soludu ölümlüler
anlamlar aynası değişti
koku Hiçbir yere gitmedi
tensel değinme hissi kaldı sanki...
o sarıya benzer bir sarı olmadı
bir daha
elmanın kışkırtıcılığı söndü
ölümlülere tek düzelik,
yavanlaşma kaldı
kahverengi eski ayakkabılar kaldı...
istediğiniz kadar korkabilirsiniz
kekeme konuşabilirsiniz
acı çekmenin yaratıcı melankolisi
söyleyebilme gücünüz
üç bin tanrısı Freud' un
müziksiz hayat ve
üstüne yastık kapatılan telefon sesleri
ve parmak izleriniz kaldı...
rengin özesmi

kağıttan acılar

kağıttan acılar
kağıt yanar,
kağıt yırtılır
başka?
suda erir...

kayıtsızlar için
acılara yabancı,
rüzgarın susmuş-içinde şahlanan atlar yorulmuş olsun
kalbim soğumuyordu...
(yorgun bir işçi gibi
üçüncü ilgiyle geçiyordu günler)
ezildiğin şiddetli koma hali-beşinci gece ''kim'' in düşü
gündüzü doğuran geceye-şiir bebek uyuyor-ah dostum ölecek mi
korkma tanrıların en eskisi gece-onu sana verecek
çocuğu doğuran anneye-gündüzü doğuran geceye-anne sol, çocuk ol
gece sol, gündüz ol-güneşten gebe kalan toprağa
toprağı dölleyen denize yalvarış...
şefkatli gözlerine bakmak için -geldim bak-kalbim kapatamıyor kapılarını
acıları yaktım kül ettim bak-geceye sarıldım-kırların yalnızlığından sıkıldım
hece hece hatırladım-bağışlanmış unutulmuş gibiyim
ateşi sönen geceye-bana raslayan acılara...uzun uzun susabilen yüzüne
şefkatli gözlerine...-

Rengin Özesmi

SON AMAZON

Son Amazon

şarapla kandırılan tanrıçalar masalında
son amazon yenildi
kadın ölümüne yas tuttu
acıyı acıyla yıkadı
rengin özesmi

cilasız

CİLASIZ
Büyük yangınlar geçirmiş içimde bir kül yığını aşk
Kaçak göçek yaşanmış köşe başlarında
Gizliden…
Ateşli, acılı yaralarım, şiir,
Kum saatinden akıyor acıya;
Sarsak adımlar… düş’e kalka yürüyor çocuk-
İki insan arasında ...
Bir kuş: güvercin-
Çalımlı bir aşk-
Kum saatinden akıyor acıya iki insan arasında bir aralık
Bir kuş: güvercin, çalımlı bir aşk…
SON VURUŞU SAATİNİN
Saatinin
SAATinin
Kalbinin son vuruşu
O mermerli ayna ölüm aynası
Çiçeklerle süslenmiş tabut
Kuş gibi gizlendin boğdun kendini
Acı bir şaşkınlık
Kararsız gülüşlerin
Ruhunda güceniklik
Tedirgin uykular
Bir soğuk gece
Bir soğuk duyguyla sonuçsuz-
Saat oniki sokakların yalnızlığıyla kolkola yürüyorum
Şiir bir yaradır belki ama seni de yaralar.
Rengin Özesmi

31 Mart 2014 Pazartesi

en uzun suskunluk

En uzun suskunluk

korkusuz kokun sessizdi
parlayan ay' ın altında
bir gece

öpüştüğün o denizin siyah suları

bulutlu yüzünde annenin sureti
kulağında güvercin sesleri

muktedir olduğunu bilmeyen çocukluğun
yoksun duruşun.

kendine açtığın yaralar...

açılmayan kapılarının
içinde ''kim'' i bıraktın ?

Acıları utandırıp
talihsiz sevdaya inanmış
gidiyorsun.

Rengin Özesmi