18 Temmuz 2012 Çarşamba


Bir odun ateşi -kızıl saçlı bir kadın
kıskançlık-yıldırım gibi kötü düşünceler aklımı işgal ediyor
Bir kum saati-belli belirsiz gülümsenen
dudakların gerilişi ve-sonra-büyük yıldızlı bir gecenin
Beyaz- ana diliyle-gözlerini açar ve kapatırsın
ana diliyle-Bir çocuğun yazması-vuruş-kirpikler ile Karım
kalkık kaşları-Bir kırlangıç ​​yuvası babaannemin evi-bir çeşme
bir çeşme-bir melek balığı yuvası-umutsuz hareketler
Içme suyu-gecenin göğüsleri-gecenin gözleri üzerimizde
Bir gün -


Ölüm Kadar…
aralıksız aşıktım-karanlıkta çiçekler anlamsızdı
başka bir evdeyim-annem hiç ağlamıyordu
vurulmuş kuşlargibi üstüme düşüyordu gövden
geceyarısını bir geçe-Biliyorum geniş  bir kalbinvar,dı-
nefessiz kaldın-Ölüm-Ü- gördüm.

şimdi tabutunda kıvrılmış uyuyor desinler-sol tarafımda kan-Ve tabutlar
Ölüleri serbest bıraktılar-Sonra yeşil bir ova-Gülüyor sana desinler

DİNLE-rüzgar, bulutlar yağmur ve bütün bunlar
bir çantanın içinde saklandı
sonra çıplak ve bembeyaz ölüm geldi
balıklar sıçrayan bir nehirde yıkandın
geniş çayırları severdin-bir taraftan küçüktün-ölüm mü gördüm mü
vuruş mu-dış bozucular-lambalar hala yanıyor-anıları evlerde unuttuk

babam öldü ev yaşıyor ve yaşatıyor-ev onu hala yaşatıyor-Müze olarak "anıların evi’’-beklentilerimiz-Bu odada babam yaşadı kokusu sinmiş
koku yok olmadı-babamın silueti geziyor odalarda
ölümün bu –sanki- sıradanlığı karşısında-bazen cesaret gelir içinize
o harika yalanlar ve-DÜNYANIN sıradanlığı…RENGİN ÖZESMİ
içimde küçük güvercinler büyüyor anne-öfkeli karıncalar arapça yazının içinde geziniyorlardı-bir karınca duası
defterlerin arasında kurutulmuş bir kelebek ölüsü acı
bir kelebek ölüsüydü-belki hatırladığın-memelerinden mor sütünden içtim
annecim seni kollarımda saklamak istedim
senden uyanmak istemedim
(terk ettiğiniz çocuğunuz içinizde ağlıyor olabilir-
terk ettiğiniz şiirler sizi arıyor olabilir-)
sayılarla işgal edilmiş bir imkansızdır sizin ömrünüz
Boş bir sayfa mor bir yalnızlık-Aralık-başka aynalarda -mor -siyah zamansız
dans ediyor çalışkan düşler-yel çiçeği -çingene borcu-suya ''kan''
kendine ''ağ''-''iki'' asılsız düşman
bütün dünya imkansız ayrıyız-suretim insanım üşüyorum ömrümü
zaman öylesine çocuksu/-şimdi yalancı bir aynada-seni hatırlatıyor/
'kuş' kafesinde yorgun-'saf yüz' bir kadın-ay aralık-söz aralık
güz aralık-düş aralık
Rengin Özesmi

Nefes kuşu

Balıkçı ve siyah Bir gece-ay bulutların arasında
Kayıklar kaybolmuş-bedensizdik-gündüzün gözleri üstümüzdeydi
Bir unutulan gördüm-Bir de unutan kadını-Karanlığın içine girdiler
Hazır değildiler-zamanı gelmemişti-Gördüklerimi-Rastlantı sanıyordum-
Rastlantılar ..
Bir Dikiş makinesi ..-
Bir şemsiye dikiyordum
Aslında Bir Beden-dikmek istiyordum Kan renginde Bir Beden

Karanlık  beni buradan duyabiliyor mu-Hiç dönmedim ki-
Bir daha hiç dönemedim Dedi kadın
Ruhumu dağıttı Rüzgar Dedi-Hiç toplayamadım Dedi
Balıkçı denizi,-nefesini.-Nefesime karıştırdı dedi. (bu nefes Kuşu beni korkutuyor) Belirsizlik-karanlıkta .. (Sadece o Zaman Işık tanıyabilir bizi)

Karanlık ta  ; Ve yangına-ve dumana-selam olsun
Dedi ki-hep Aynı yoldan Gitmek  Aynı yoldan dönmek
İstemem artık-aynalarda çoğalırım demedi
Unutmamışsınızdır-Cambaz  ipe asmıştı kendini..

Bir kuşun kanadına kondum-Aynalarda çoğaldım
Suretim sırlar fabrikasına Gitti-Karanlık ta eskidi
Eskitti -aynaları cambaz
artık onu ipe asmazlar dedi kadın

Hayal perdesinde kuklacı Kukla oynatıyordu
Şişman Göbekli kuklalar gördü kadın
Afrikalı kadınlar perdede          
Kuklalar Tabutta-Sandık Kapalı-kapak Yerde
Üstünde Bir kadın oturuyordu
Yine de Bir  Çok İyi Kukla dışında kalmış hayatın

Kalmışsa ...

Rengin Özesmi

Kesik kesik

Emine! Emine! kurukafa çağırıyor
Emine ses vermiyor

Bir bahçe çiçeğiydin
Acı bir şaşkınlıktın
Gücenikliktin

Aklında o soğuk gece soğuk duygular
Sonuçsuz ilk verişin-sevişin

Hava keskin yol uzun kulağında sesim
Çekiliyor toprak ağlamış

Doğumlar, ölümler tedirgin uykulardan
Gizlendin boğdun duygularını
 
Basit yerini gördün
Bir pencere açıldı
-yanlış  şeyler için-

Gölgeler rüzgarla değişiyor
Su siyah durgun çocuk dalgın
Akşam geceye kavuşuyor

Soluyor yavaşça siliniyor emine
Emine seviyor kurukafayı

Rengin Özesmi





İpli kukla

Beni mahveden rüzgar, çan sesleri tozlu ağaçlar
Aklım kırık dökük unuttu kırlangıçları
Martı çığlıklarını, 

Bağıranlar  ağlayanlar
Mapusane de saray düşlenmez-
İçim döne döne tırmanıyor dağlara

Ki ölü dağın çürük dişli ağzı
dır, tüküremez-
Kişi burada -
Hücrede-
Dikilemez, oturamaz, yatamaz-
sessizlik sevmez-

Üstelik sessizlik de yok-
Sen gök gürlemesisin  yağmursuz,-  çile  dağı-
       
Bir gölcük olsa- hep yanımda yürüyen?-kim-
Anaların yaktığı ağıdı duyuyor musun

Sonsuz ovalarda,-
Ufuk çizgisi ve ben yapayalnız-

Rengin Özesmi

yazı karşılaştığınız bir şey
yazı rastlantıdır
yaşamadığınız bir duygu
yazının içinde sizi bulur
çocukları seven masallar-
yeniden gelen -yeniden yeniden hep yeniden gelen duygular
anne off annecim içimde bir istiridye inciyi saklıyor hala-
rüzgar içimdeki güçlük-içimde anahtarsız üstüste altüst içeriden sürgülü kapılar-koruyup kolladığınız kimdi -anne off annecim içimde bir istiridye inciyi saklıyor hala-içimde küçük güvercinler büyüyor anne-pera-karşı yaka-‘’pera’’ da çok dil konuşulur-İki insan arasında bir aralık-O aralık ta bir derinlik-Zaman arası derinlik-Bu ada sınırlıdır denizin ortasında bir esaret-Deniz adayı yutabilir-RENİ