4 Şubat 2015 Çarşamba

Masal

o hafiflik, o yokluk-kül hafifliği, kül yokluğu...aynı masallar-yosun tuz koku
çürük ahşap kokusu-halat kokusu
kül kokusu
iç kıpırdaması-beklenmedik bir an
büyü, ev, eu, i, ou, yok-bu dünya değil
düş,
u-t-o-p-i-a
acının lekesi çıkmaz
ayrılığın hiç...
Asiye o aynaya sen de baktın mı
şiirci söylemiştir...
taşın üstünden kül süpüren ellerin
kül yokluğu...
değirmende, ağacın altında masalcı bekliyor
üçbinbeşyüzyıllık masal
aramızda duvarlar yok
masallar hep aynı
su taşıyıcı nehre düşecek...
şiir kendini hep sever
mecburdur
ayna kadını tanımıyorum dedi...
sonra fısıltılar masalı bozdular...
özünden çıkan şiire tutuldu şiirci
taşın direncişiirin direnci
kadının direnci
direndiler...
Rengin Özesmi


18 Kasım 2014 Salı

Ayinicem


sevincin kararsız
kederin kararsız
aynada yüzün hükümsüz
varlığından habersiz nefs

''Söz'' baş üstüne
''sema'' dön!

''Şiir'' gelirse umut güvene düşer
gelmezse korku umutsuzluğa

Kader zarfın içinde
-''zarf'''ın içinden çık!

şehrin üstünde gece
gecenin içinde bir sarı
''Söz'' yanıyor, duman zehirli

duman zehirli!
taşları yut! derine dal!

şiir kendini anlatmaya devam edecek
şiircinin ''düş'' leri amansız

boğuk bir gece nefesi, istekli...
boğuk bir telaş
korkan şiircinin elinden tut

düş' ü akılla vurdular...
ses yok
ses anlatılamaz
mumdan zamanlar...

düzensiz isyankar bir şiirden
bir ''S'' sesi kalacak geriye
bir de YALNIZ sessiz derin boşluklar...

rengin özesmi

31 Temmuz 2014 Perşembe

Sayfa:21

Sayfa:21
Tarih:9.3.81
Saat:00.52
Günler geçtikçe sıkıntılı
Birbiri ardına
Güneş her defasında acı acı gülerek
Gündüzü geceye satıyor
Bana olan kızgınlığından mı
Bilmem
Her gün kıpkızıl batıyor
Saatler geçiyor düşündükçe ben
Çivilerin kafama girişini
Bisturinin sırtıma inişini
Hafif heyecanlı, güzel günleri bekliyorum
Düşünceli kadehimi yudumluyorum
Bekliyorum yaşayamadığım 20 yılımı
Düşünerek
Bana zehir olan bu yılları hırsla nefretle
Bekliyorum;
Benim güzel günlerimi şevkatle
Ahmet Özesmi



rüyanın ihaneti


kendi etrafında döndün kalbine doğru
bir mızrak gecenin zırhını deldi
bir sözcük kalbine saplandı

kasvet, içinde uçamayan güvercinler
dualar rüya gördürecek dediler
çiçekler işlenmiş beyaz çarşaflarda uyuttular

öldüğün vakit çok geç çok erken
ağladılar çok geç çok erken
gülümsediğin yüzünü gördüm
aynalarda çoğalttım

kırkikindiler geçti
otuziki yıl sonra hala

orada mısın?

rengin özesmi

13 Haziran 2014 Cuma

kendi ölümüne ağıt



o acılı yıllarda hıçkıra hıçkıra
amansız üzüntülü
ağladığın geceler boşuna

kendi sandığına yatacağın bir zaman gelecek
çatılarda gezen kedileri göremeyeceğin...

eski evler
o sert rüzgarlı köy
hiç sevmediğin kara servi ağaçları
mezarları bekleyecek

yüzünde taşıdığın bir meryem maskı
RÜYALARDA GÖRDÜĞÜN çarmıha gerilen isa

açık kalmış kapılar...

bir sabaha uyanamamak
nasıl bir şey
hiç bilmeyeceksin

kalbinde incecik görünmez
kesikler kalacak.

Rengin Özesmi


düğümsüz


RESİM :JOAN MİRO




dedi ki
işte sen ''bu''sun

''bu'' ile ilk karşılaşman
hayatının sonuna kadar taşıyacağın imge ''bu''

seni düğümlediler
orada bir düğümsün
şimdi sen sadece bir düğümsün

''bu'' düğümün senin
içine atıldığın dünyada
basit bir düğüm ve ''bu'' sensin

ses' in yok
ses anlatılamaz

ses bedenden ayrılabilir
sesin seni terk edip gidebilir
ses gösterilemez

kulağında boğuk bir gece nefesi
geride kalan boş ve yeni bir alan
boğuk bir telaş sonra suskunluk
boğuk bir tasa

içinde ne varsa sarsılıyor
bu, şimdi, burası, gece,
düğüm...

gölgesiz gülüşün kalacak
bir gülmenin gül' e benzeyişi kalacak

bir renk sesi kalacak
kırmızı sesi

içinde varlığından habersiz olduğun bir his
silinmemiş değişmemiş
duygusal bir ''hal''
kendi gerçeğinin dışında
gülünç düzensiz çekinik vuruşlar kalbinde

sosyal hayat hapishanesinde
ölüme gidişe düşünerek ara verilecek

diri kalanlar kendileri için üzülüp ağlayacak
gerçek mümkün olamayandır diyecekler...

rengin özesmi



onca insan



''sonradan sonra''

o karanlık gecede
karanlığın altında
bağırdılar

kendilerinden başka kimse yok

kendilerinden başka
bir şey olmuşlar
gazlı boşluğu yutan nefesler...

bütün renkler kömürleşmiş
onlar-yüzler...

yazılacaklar için sanki
bir iç çekişler hikayesi
tüyler ürperten hayatlar

arttıkça artıyor kömür gibi birikiyor acı

madenden önce madenden sonra diyecek
çok çocuk

kazadan önce kazadan sonra diyecekler
''devletin cüceleri''

''sonradan sonra'' diyecek
çok kadın

kalmışsa
bir kör gece kalacak
yeri değiştirilemeyecek olan...



Rengin Özesmi